Sürdürülebilirlik Işığında Yerel Kalkınma: “Likya Yolunda Bir Tarih Molası” Projesi

Yönetişim Bloğu
4 min readMay 28, 2020
Fotoğraf: Onur Benli

Torosların eteklerinde hâlâ yarı göçebe yaşayan yörüklerin hayat biçimleri, betonarme yapıların içinde doğa ile ilişkisini kaybetmeye yüz tutmuş bir sistemden bakıldığında elbette ki ilgi çekici, belki biraz özendirici, fakat muhakkak ki değerlidir. Makilerin, su tutmayan karstik kayaların, adaçayı ve kekiklerin coğrafyası Kekova’nın doğusunda, antik ismi Istlada olan kent sınırları içinde bugün iki yörük köyü bulunuyor: Kapaklı ve Hoyran. Kapaklı, Istlada Antik Kenti’nin Akdeniz sınırını oluşturan ve deniz kıyısına yakın bir köy, Hoyran ise Kapaklı’ya bir saatlik keçi patikası yürüyüşü mesafesinde, Kekova Körfezi manzarasını kucaklayan bir nekropolün yer aldığı, rakımı daha yüksek bir düzlüğe kurulu. [1] Peki bu yerleşimler bize “sürdürülebilirlik” kavramına dair ne anlatıyor?

Fotoğraf: Onur Benli

Anadolu Efes’in Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ortaklığında hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi olan “Gelecek Turizmde” Projesi kapsamında, 2017’de fonlanan üç projeden biri Likya Yolunda Bir Tarih Molası oldu. Proje, Kültür Rotaları Derneği liderliğinde yerel yönetimlerden uluslararası sivil toplum kuruluşlarına kadar projedeki pek çok paydaşı bir araya getirmeyi başardı. Alınan fon ile köylerde yapılan kayda değer restorasyon çalışmalarına ek olarak yerel halka turizm eğitimleri ve sürdürülebilirliğin çeşitli alanlarını odak alan kapasite geliştirme eğitimleri verildi. Projenin amacı, Kapaklı Köyü’nün 500 metre altından geçen ve Türkiye’nin ilk uzun yürüyüş rotası olan Likya Yolu’na alternatif bir rota ekleyerek Istlada Antik Kenti’nin kalıntılarını da Likya Yolu’na dâhil etmek ve yürüyüşçülere özgün bir köy deneyimi yaşatmaktı.[2] Proje kapsamında yeni patikalar çizildi, yörük kültürüne dair yemek ve el işçiliği gibi soyut kültürel miras örnekleri bir standarda oturtularak turizm ürününe dönüştürüldü, kadınların ekonomiye katılımı sağlandı ve köylüler sürdürülebilir tarıma teşvik edildi. En önemli çıktılardan bir diğeri ise Kapaklı-Hoyran Kültür ve Turizm Kalkındırma Derneği’nin kurulması ve köylülerin yerelde karar mekanizmasına dâhil edilmesi oldu. Bütün bu hikâyeyi okurken “sürdürülebilirlik” adına neler anlıyoruz?

Küresel ısınmanın gündemimizde yoğunca yer ettiği bu günlerde “sürdürülebilirlik” kavramının akıllarımıza ilk olarak çevresel sürdürülebilirliği getirmesi elbette kaçınılmaz. Ancak kapsayıcı bir sürdürülebilirlik planlamasında dikkat edilmesi gereken üç ana unsur bulunuyor: çevresel sürdürülebilirlik, ekonomik sürdürülebilirlik ve sosyo-kültürel sürdürülebilirlik. Likya Yolunda Bir Tarih Molası ise sürdürülebilirliği bütünsel olarak ele alan bir yerel kalkınma projesi olarak akıllara anlaşılır, berrak bir portre çiziyor. Köylülere özgün köy mimarisinin değerinin anlatılması ve aslına uygun restorasyon örneklerinin yapılması, köylünün sahip olduğu yerel değerleri korumaya teşvik edilmesi gibi çıktılar oldukça önemlidir. Böylece hem köyü ziyaret eden gezginler hem de yerel halk, bugün hala yaşamakta olan köy kültürünün değerinin farkına varabiliyor ve özgün bir turizm deneyimi yaşayabiliyor. Bunun yanı sıra Hoyran kalıntılarına yürüyüş patikaları çizilerek yürüyüşçülerin antik kent kalıntılarına ziyareti mümkün kılınması da köylülerde bir kültürel farkındalığa vesile olmuştur. Bugün köy halkı kaçakçılık ve vandalizme karşı duyarlıdır ve somut kültürel miras ögelerini koruma içgüdüsüne sahiptir. Böylece hem günümüzde yaşamakta olan yerel kültür hem de antik dönemlerden kalan kültürel miras ögelerinin sürdürülebilirliği sağlanmıştır. Sosyo-kültürel sürdürülebilirliğin bir diğer ögesi olan toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların turizm ürün ve hizmetlerini yaratarak ekonomiye katılması şeklinde özetlenebilir. Proje kapsamında köyde iyileşen çöp toplama ya da internet erişimi, köylünün hayat kalitesini yükseltmiştir.

Ekonomik sürdürülebilirlik ise her projede olduğu gibi yerel kalkınma projelerinin de bel kemiğidir. Bir projenin kendi kendini devam ettirebiliyor olması ve bu devamlılığın verimli olması, projenin ekonomik sürdürülebilirlik modeline direkt olarak bağlıdır. Köylerde yoksulluğa son, ekonomik büyüme ve eşitsizliklerin azalması gibi sürdürülebilir kalkınma hedeflerini taşıyan proje, köyde yeni iş imkanları yaratmış, köylülere yeni gelir modelleri sunmuş, köylünün meslek sahibi olmasına vesile olan eğitimler ile köylünün kapasitesini yükseltmiş ve proje bitiminden sonra dahi köylünün gelir elde etmeye devam edebilmesi için birtakım sistemler kurmuştur. Turizm Kalkınma Derneği, karar mekanizmasının köylüler, yerel girişimler ve Kültür Rotaları Derneği temsilcisinden oluştuğu; temel amacı proje bitiminden sonra dahi ekonomik aktivitelerin devamını sağlamak olan, projenin en önemli çıktılarından bir tanesidir. Burada, yerel sivil toplum oluşumlarının proje bitiminden sonra hem proje ortakları ile ilişkileri devam ettirmede hem de ekonomik sürdürülebilirliği sağlamada rol üstlenme gibi önemli bir görevi olduğunu hatırlamak gerekir.

Çevresel sürdürülebilirlik bu projede tarım sürdürülebilirliği olarak karşımıza çıkıyor. Kimyasal kullanımı gerektiren seracılık yerine organik tarım ürünleri ve yerelde yetişen kekik, adaçayı, keçiboynuzu gibi bitkilerin korunması, katma değerli hale dönüştürülmek istenmesidir. Buna ek olarak güneş panellerinden elektrik üretilmesi gibi hem köylülerin hem de yürüyüşçülerin ihtiyacı olan enerji kaynakları geri dönüştürülebilir şekilde değiştirilmiştir.

Fotoğraf: Pelin Sürmeli

Bir bahar vakti yolunuz Kapaklı ya da Hoyran köylerine düşerse, küçücük bir proje ile başlayan bu sürdürülebilirlik hikayesini hatırlamanızı dilerim. Bir blog yazısına sığması çok zor olan insanın, toprağın ve alabildiğince mavinin hikayesi; bizlere belki kolektif düşünebilmek ve sürdürülebilirlik kavramına bütünsel bir yaklaşım ile bakabilmeyi daha sık hatırlatır.

Referanslar

[1] Istlada Yüzey Araştırması Çalışma Özeti (1994–1996). T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, XVI. Araştırma Sonuçları Toplantısı, 2. Cilt. Tarsus, 1998.

[2] Likya Yolunda Bir Tarih Molası, Gelecek Turizmde Websitesi üzerinden erişilmiştir. https://www.gelecekturizmde.com/likya-yolunda-bir-tarih-molasi/

YAZAR
Pelin SÜRMELİ
Argüden Yönetişim Akademisi, Araştırma Ağı Üyesi

--

--

Yönetişim Bloğu

Eğer tek başına ıssız bir adada yaşamıyorsan bu blogta konuşulan tüm konular seni de ilgilendiriyor :)