Pandemi Sürecinin Yerel Yönetimlere Dair Düşündürdükleri

Yönetişim Bloğu
3 min readJul 7, 2020

Her ne kadar, merkezi hükümetler nezdinde pandemi sürecine yönelik atılması gereken adımlar ve geliştirilmesi gereken politikalar olsa da virüsün etki alanı düşünüldüğünde, virüse karşı alınacak tedbirlerin birey ve hane halkı gibi toplumu oluşturan en küçük unsurlardan başlaması gerekliliği doğmuştur. Dolayısıyla, yakın temas noktası olarak görülen yerel yönetimler, gündelik hayatın düzenlenmesinde öncül görev üstlenmek durumunda kalmışlardır. Bu yazıda, sizlere yerel yönetimlerin kriz yönetimindeki yerini ve atacağı adımların kentlerin geleceğine etkilerini paylaşacağız.

Sağlık krizi çerçevesinde, kamu sağlığını düzenleyici önlemlerin alınması ve acil iletişim noktalarının oluşturulması birincil eylemler arasında yer aldı. Bu adımları atarken, yerel yönetimler, kriz yönetimi için iş bölümünü en iyi şekilde gerçekleştirmek ve gerekli kurum ve kuruluşları (örneğin, hastaneler, toplu taşıma hizmetleri ve cenaze işleri hizmetleri müdürlükleri gibi) süreçlerine dâhil etmek durumunda kaldılar. Aynı zamanda kaynaklarını da (personel, zaman, finansal) en iyi şekilde yönetmeleri gerekiyordu. Bu gibi kriz durumlarında, yerel yönetimlerde çalışan personellerin kriz yönetimi ile ilgili çalışmalara aktarılmasıyla, hâlihazırda yürütülen işlerde sıkıntı yaşanmasını önlemek için iş bölümünün gerçekçi ve alternatif modellerle desteklenebilecek şekilde tasarlanması gerekmektedir.

Yerel yönetimler, krizlerde doğru bilginin yayılması noktasında da öncü rol üstlenmelidir. Toplumun özellikle mekânsal paylaşımda bulunduğu yereldeki siyasi figürlerin ve kanaat önderlerin söylediklerine güven duyuyor olması, bu figürlerin krize dair doğru bilgilendirmede bulunmaları ile panik halinden akılcı adımlara geçişi hızlandırabilir. Ancak burada ‘doğru bilgi’ den söz ederken, şeffaflık, hesap verilebilirlik gibi yönetişimin temel unsurlarına dikkat etmek gerektiğinin altını çizmeliyiz. Karantina süreçlerinde yaşananları, vaka sayılarını, alınan kararların kapsamını doğrudan ve sıklıkla halkla paylaşan figürlerin toplum tarafından da daha fazla desteklendiğinin örneklerini tüm dünyada görebiliriz.

Ayrıca, COVID–19 virüsü geniş çapta dile getirilmeyen bazı toplumsal sorunları tekrar masaya taşımada da etkili oldu. Eşitsizlik, ekonomik güvensizlik, hava kirliliği, otoritelere olan güvenirlilik, temiz hava ve su gibi başlıklar bu kez virüsün etkileri üzerinden tartışılmakta. Yerel yönetimler çerçevesinde dile getirilen ‘hizmetlere erişimin sağlandığı’ söyleminin yeterli olmadığı daha çarpıcı şekilde gözler önüne serildi. Çünkü hizmetlere erişimin varlığı, kişilerin sağlığını tek başına sağlamamakta. Bir kişinin ‘iyi’ olması, temiz su, sağlıklı gıda, temiz hava, güvenilir caddeler, hoş vakit geçirici parklar gibi birçok unsurdan faydalanabilecek kapasitede olmakla da ilgilidir. İnsanlar şartları gereği zorlu yaşam koşulları altında hayatlarını idame etmeye çalışırken kentlerin bu temel hizmetleri sunabiliyor olması gerekmekte. Dolayısıyla, yerel yönetimler kent planlamalarını toplum sağlığı hassasiyetiyle ve hak temelli bir yaklaşımla geliştirmeliler.

Aynı zamanda, toplum sağlığını korumak üzerine tartışırken ‘toplumun’ kimler tarafından oluştuğu dikkat çekilmesi gereken bir nokta. Yerel yönetimlerin, yaşlıları, mültecileri, esnafları, işsizleri, evsizleri, tarım işçileri ve daha nice kırılgan grupları, ne derece eylem planlarında içerdiği sağlık krizinin yönetiminde başarı testlerinden biri oldu. Toplumu oluşturan tüm kesimleri kapsamayı amaçlayan çalışmalar gerçekleştiren yerel yönetimlerin takdir topladığının örneklerini dünyada gözlemleyebiliyoruz.

Sonuç olarak, virüsün yayılma hızını, etkilerini ve bir süre daha hayatımızda olacağını düşündüğümüzde, yerel yönetimlere yapılacak yatırımların kısa ve uzun vadede toplumsal ve kurumsal dayanıklılığa katkı sağlayacağını söyleyebiliriz. Eğer ki ‘kimsenin geride bırakılmadığı’ bir dünya hayal ediyorsak içerici ve eşitlikçi politikalar atılmalı ve bu husustaki savunuculuk faaliyetlerine yerel yönetimlerden başlayarak dikkat çekilmelidir.

YAZAR
Seden GÜRLEK
Argüden Yönetişim Akademisi, Araştırma Ağı Üyesi

--

--

Yönetişim Bloğu

Eğer tek başına ıssız bir adada yaşamıyorsan bu blogta konuşulan tüm konular seni de ilgilendiriyor :)